25 Ağustos 2013 Pazar
Papatya Çiçeği
Mayis ve agustos aylari arasinda çiçek açan, 20-50 cm boyunda, güzel kokulu bir yillik otsu bitki. Yol kenari, bos alanlarda oldukça çok rastlanir. Yapraklari parçali ve tüysüzdür. Çiçekler dallarin ucunda küçük basçiklar (kapitulum) hâlinde bulunurlar. Basçiklarin orta kisminda bulunan çiçekler tüp seklinde ve sari renkli hermafrodittir. Kenarlarda ise 15-20 tâne dil seklinde, beyaz renkli disi çiçekler bulunur.
Kullanildigi yerler: Çiçek durumu baslari, çiçek açmadan önce toplanarak gölgede kurutulur. Bilesiminde uçucu yaglar, rezin, aci maddeler ve fenolik bilesikler bulunur. % 1lik çay hâlinde sabahlari aç karnina bir bardak içilebilir. Idrar çogaltici, istah açici, yatistirici ve gaz söktürücü etkilere sâhiptir. Basur memelerinde agri kesici, tedâvi edici etkiye sâhiptir. Boyar madde olarak da kullanilir.
Alman Papatyasi (Anthemis nabilis): Orta Avrupada yetisir ve kültürü de yapilir. Disli çiçekleri beyazimsi renklidir. Memleketimizde 50 kadar Anthemis türü bulunmakta ve Izmir papatyasi, yabânî papatya, beyaz papatya gibi isimlerle bilinmektedir.
Papatya yagi: Spazm giderir. Agrilari dindirir. Mikroplari öldürür. Sinirleri yatistirir
Polatlı Atatürk İlkokulu
OKULUMUZUN TARİHÇESİ
Okulumuz Cumhuriyetin ilanından üç yıl sonra 1926 yılında Muallim Mekteplerine bağlı ‘’Tatbikat Mektebi’’ olarak eski hapishanenin bitişiğinde (şimdiki Polatlı PTT’sinin arkasında ) küçük binasında, az sayıda öğrenciyle ve Arap harfleri ile öğrenime açılmıştır.
Daha sonra 1927 yılında okulumuzun yeni binasının inşaatına hazineye ait bir arsa üzerine başlandı. 1928 yılının Eylül ayında Maarif Vekili Mustafa Necati Bey zamanında yeni harflerle eğitim ve öğretime açıldı. Daha sonraları ise çevrenin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalındığı için derslik sayısı önce beşten yediye ve daha sonra da yediden dokuza çıkartılmıştır. Bu çalışmalara ek olarak 1968 yılında okul lojmanlarından bir tanesi “Çocuk Kütüphanesi” olarak Polatlı halkının hizmetine sunulmuştur.
Sakarya Meydan Muharebesinin Polatlı sınırları içerisinde yapılması dolayısıyla okulumuza ilk olarak “Sakarya İlkokulu” adı verilmiş; 1956 yılında Atatürk büstünün yapılmasıyla da bugünkü adı olan ‘’ Atatürk İlkokulu’’ adına kavuşmuştur. Okul binası ve ekleri yığma taş bina olarak inşa edilmiştir. Sonradan eklenen iki dershane ise betonarmedir. Dershaneler dışında bir de laboratuarı bulunmaktadır. Okulun iç salonları dar olduğundan Beden Eğitimi çalışmaları bahçede yapılmaktadır. Şehrimizin ve mahallemizin hızla gelişmesi sonucu öğrenci sayısı hızla artmış ve okulumuz ihtiyaca cevap veremeyecek duruma gelmiştir. Altmış dört yıl hizmet veren okulumuz İl Daimi Encümeninin 1990 yılında aldığı kararla yıkılarak yerine bugünkü dört katlı yeni okul binamız yapılmıştır. Okulumuzun toplan alanı 4244 m2 ‘ dir. İnşaat alanı ise 730 m2’dir. Bu alanın üzerinde 29 derslik,1 öğretmenler odası, 1 laboratuar, 2 araç-gereç odası, 3 idareci odası, 1 müdür odası, 2 memur odası, 1 hizmetli odası ve 1 Çok Amaçlı Salon yer almaktadır. Yapımına 19.06.1990 yılında başlanan bina Mart 1992 tarihinde tamamlanmıştır. Binanın o günkü maliyeti 1.962.644.000 (Bir milyar dokuz yüz altmış iki milyon altı yüz kırk dört bin) TL.’dır.
Okulumuz Milli Eğitim Bakanlığının 07.08.1992 tarih ve 16429 sayılı kararı ile 1992-1993 öğretim yılında “ATATÜRK İLKÖĞRETİM OKULU” adını almıştır. Yine MEB’İN 28.08.1992 tarih ve 17983 sayılı kararı ile “İSTİKLAL İLKÖĞRETİM OKULU” ile birleştirilmiştir. Bina betonarme olup zemin kat dahil dört katlıdır ve çatı ile örtülmüştür. Zemin katta özel olarak yapılmış kalorifer dairesi bulunmaktadır. Ayrıca okul dışında 2 derslik İş ve Teknik Atölyesi ve bir kantin bulunmaktadır. Okulun bahçe alanı; 350 m² ‘dir. Fakat içerisinde çam ağaçları olduğundan oyun alanı olarak dar ve yetersizdir. Bahçe kapısı büyük ve kızaklı olup güney kapısı açılıp kapanan bir demir kapıdır. Kuzey ve batı kapıları ile üç kapı mevcuttur.
Okulumuzda 4 idareci(3 Branş, 1Sınıf Öğretmeni), 19 branş, 24 sınıf öğretmeni,6 ana sınıfı öğretmeni, 2 Rehber Öğretmenler olmak üzere 59 kişilik kadrosuyla özverili çalışmalarını sürdürmektedir.
Ankara
Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti,[5] Ankara ilinin merkezi, Türkiye'nin en kalabalık ikinci ve dünyanın en kalabalık otuz sekizinci kenti. Topraklarının büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alır. Türkiye'nin coğrafi merkezine yakın olduğu için, hem konum hem de işlev itibariyle Türkiye'nin kalbi benzetmesi yapılır.[1][2] Ortalama 938 metre rakıma sahip olan[6] kentin nüfusu, 2012 yılı nüfus sayımına göre 4,965,542'dir.[3][7]
Bilinen tarihi en az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Çağı'na ulaşan[8] Ankara, Hattileri, Hititleri, Frigleri, Lidyalıları, Ahamenişleri (Persler), Makedonyalıları, Galatları (Keltler), Romalıları, Selçukluları ve Osmanlıları ağırlamış, Batı ve Doğu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Geçmişte, Galatların bir boyu olan Tektosaglara[9] ve sonrasında Friglere[10] başkentlik yapmış olan kent, 13 Ekim 1923'ten beri Türkiye'ye[5] başkentlik etmektedir.
Ankara; kedisi, keçisi, tiftiği, tavşanı, armudu, balı, çiğdemi ve Kalecik Karası denilen misket üzümü ile ünlüdür.[11]
31 Temmuz 2013 Çarşamba
Öğretmen Şiiri
Öğretmenim
okumayı yazmayı
hızlı düzgün saymayı
her an dürüst olamyı
sen öğrettin ÖĞRETMENİM
küçükleri sevmeyi
büyükleri saymayı
sen öğrettin
ÖĞRETMENİM
Fatih Sultan Mehmet
29 Mart 1432 yılında Edirne’de dünyaya gelen II.Mehmet veya Fatih Sultan Mehmet 7. Osmanlı padişahıdır. Sultan II. Murat ve Hüma Hatun’un oğludur. İstanbul’u fethettikten sonra “Fatih” adıyla anılmaya başlamıştır. Ayrıca İstanbul’un fethi Ortaçağ’ın sonu Yeniçağ’ın başlangıcı olduğu için “Çağ açan hükümdar” olarakta anılmaktadır.
Zamanın en büyük ulemalarından biriydi. Ayrıca tam 7 yabancı dil biliyordu. Sanatkar, şair ve alimler ile sohbet etmeyi severdi. Hocalığını da yapmış olan Akşemseddin, Fatih Sultan Mehmet’in en çok değer verdiği alimlerdendi.
Ayrıca Fatih Sultan Mehmet bilime çok önem verir, hangi din veya mezhebe mensup olursa olsun bilginleri korur ve yabancı ülkelerde ki bilginleri İstanbul’a getirtirdi. Astronomi bilgini Ali Kuşçu, Ünlü Ressam Bellini bunlardan bazılarıdır.
Fatih Sultan Mehmet, çok soğukkanlı ve cesur biriydi. Eşsiz bir komutan ve idareciydi. Yapacağı işlerle ilgili olarak en yakınlarına bile hiçbir şey söylemezdi. 1481 yılına kadar hükümdarlık yapan Fatih Sultan Mehmet bizzat 25 sefere katıldı. Azim ve irade sahibi olan Sultan temkinli ve verdiği kararları kesinlikle uygulayan biriydi.
1453 yılında İstanbul’u fethederek 1100 yıllık Doğu Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırdı. Hz.Muhammed’in (S.A.V) hadisi şerifinde müjdelediği İstanbul’un fethini gerçekleştirerek büyük komutan olmayı da başaran Fatih Sultan Mehmet, yeteneği ve zekasıyla dost ve düşmanlarına gücünü kabul ettirmiş bir Türk hükümdarıydı. Orta Çağ’ı kapatıp, Yeniçağ’ı açan Cihan İmparatoru Fatih Sultan Mehmet, Nikris hastalığından dolayı 3 Mayıs 1481 günü Maltepe’de vefat etti ve Fatih Camii’nin yanındaki Fatih Türbesi’ne defnedildi.
Blog YazılarıFatih Camii ve Külliyesi
Sözleriİmparatoruna söyle, benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz!
zama nedemek
1.Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
Örnek: Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin
2.Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
Örnek: Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir. A. İlhan
3.Belirlenmiş olan an.
4.Çağ, mevsim.
5.Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler.
6.Dönem, devir
Örnek: Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi. H. Taner
7.Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
Örnek: Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. H. Taner
8.Güneş ve yıldızların öğlene göre açısal uzaklığına karşılık bir ölçü.
9.Bk. çağ
10.(Derleme.. fiillerdeZaman) Eylemlerin belirttikleri geçmişZaman, şimdikiZaman, genişZaman, gelecekZaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelir, gelecek, geldiydi, geliyormuş, hastaydı vb.
Öğrenci ne demek
1. Öğrenim görmek amacıyla herhangi bir öğretim kurumunda okuyan kimse, talebe, şakirt.
2. Bir bilim ya da sanat dalında bir öğretmenin ya da yetkilinin gözetimi ve yol göstericiliği altında belli bir konuda çalışan kimse.
3. Özel ders alan kimse
Kaynak: http://ogrenci.nedir.com/#ixzz2acJihVmX
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)